e-ISSN: 2717-7149
  • Home
  • About The Journal
  • Editorial Board
  • Instructions for Authors
  • Contact
Current Issue
Ahead Of Print
Archive
Search
Most Popular
Download Articles Read Articles
Retina Arter Tıkanıklıkları ve Tedavisi...
Santral Retinal Ven Tıkanıklığı Güncel Tedavisi...
Central Retinal Artery Occlusion As the Cause of Unilateral Concentric Narrowing of Visual Field and Presence of Cilioretinal Artery...
Bilateral Optic Disc Drusen
Vascular Endothelial Growth Factor and Anti VEGF Agents...
Central Retinal Artery Occlusion As the Cause of Unilateral Concentric Narrowing of Visual Field and Presence of Cilioretinal Artery...
Retina Arter Tıkanıklıkları ve Tedavisi...
Morning Glory Syndrome Associated with Retinochoroidal Coloboma...
Santral Retinal Ven Tıkanıklığı Güncel Tedavisi...
Bilateral Optic Disc Drusen
PureSee Kesintisiz Yüksek Kalitede Görüş
Retina-Vitreous 2004 , Vol 12 , Num 2
Turkish Abstract Article PDF Similar Articles
Behçet Hastalığında Göz Tutulumu*
Leyla S. ATMACA 1, Pelin ATMACA SÖNMEZ2
1Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı,
2Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi
Behçet hastalığı, 1937 yılında dermatolog Prof. Dr. Hulusi Behçet tarafından oral aft, iridosiklit ve genital ülserden oluşan bir hastalık olarak tarif edilmiştir(1). Kronik, multisistemik, inflamatuar bir hastalıktır.
Akdeniz ve Uzakdoğu ülkelerinde daha fazla görülür. Görülme sıklığı Japonya'da(2) % 0.013, Amerika Birleşik Devletleri'nde(3) ise yılda 1/300.000 olarak bildirilmiştir. Ülkemizde bölgesel olarak yapılan çalışmalarda prevalans 10.000'de 84 ve 375 olarak saptanmıştır.
Hastalığın genellikle erkeklerde daha sık görüldüğü bildirilse de, Japonya ve Kore'de erkek kadın oranının eşit veya Tin altında olduğunu bildiren çalışmalar vardır(6) .Ülkemizde ise erkek kadın oranı, Atmaca ve ark.(7) tarafından 5.2, Özdal ve ark. tarafından 3.168, Ankara Üniversitesi Behçet Merkezi(9) tarafından l .03 olarak bildirilmiştir. Tezel ve ark. 10 olguları 5 yıl izledikleri prospektif çalışmalarında, kadın erkek oranını başlangıçta 0.96 bulmuşlar ancak 5 yıllık izlem süresi sonunda erkek olgularda göz tutulum prevalansmı kadın olgulara göre 2.5 kat fazla saptamışlardır.
Hastalığın ortalama başlama yaşı 20-30 yaşları arasındadır. Çocuklarda ve yaşlılarda daha nadir görülür. Atmaca ve ark.(7), 540 Behçet hastasını inceledikleri çalışmalarında göz bulgularının başlama yaşının erkeklerde en fazla 25-29 yaş grubunda, kadınlarda ise 19 yaşın altında ve 35 yaşın üstünde olduğunu bildirmişlerdir.
Etiyopatogenezi henüz açıklık kazanmamış olmakla birlikte, HLA-B51 ile Behçet hastalığı arasında saptanan bağlantı, genetik etkiyi doğrulamaktadır(11). Japonya'daki Behçet hastalarında aile öyküsü %2-3 oranında, Türk ve Orta Doğulu hastalarda ise %8-34 olarak bildirilmiştir(12 15). Gül ve ark.(16), Behçet hastalığının kardeşlerde görülme oranını %4.2 olarak saptamışlar ve hastalığın kardeşlerde görülme risk oranının yüksek olmasının genetik etkiyi desteklediğini bildirmişlerdir. Önal ve ark.(17), Behçet hastalığı tanısı alan 5 kardeş çifti inceledikleri çalışmalarında, 3 çift kardeşin benzer olmayan klinik seyir gösterdiğini ve kardeşler arasında hastalığın kızlarda daha erken başladığı ve daha kötü bir seyir gösterdiğini bildirmişlerdir. Genetik etkiyi destekleyen ve aile öyküsünün, çocukluk çağı Behçet hastalığının tanısında yer alması gerektiğini bildiren bir çalışmada, çocukluk çağında hastalığın başladığı grupta ailede Behçet hastasına %12.3 oranında rastlanırken, bu oran erişkin Behçet hastalarında %2.2 olarak bulunmuştur(18).
Behçet hastalığı genel olarak erkeklerde daha sık olmasına karşın, HLA BSl'in cinsiyetler arası dağılımında fark saptanmamıştır(19). Ortaç ve ark.(19) HLA B51 antijenini Behçet olgularında %68, kontrol grubunda ise %21 oranında bildirmişlerdir. Nishiyama ve ark.(20), ailesel Behçet hastalığı olan olgularda %53.1 oranında HLA-B51 saptamışlardır. Göz tutulumlu olgularda bu oran %64 iken, göz tutulumu olmayan olgularda ise %14.3 bulunmuştur. Bununla birlikle, Kaya ve ark.nın(21) çalışmasında göz tutulumlu olgularda HLA-A29'un arttığı, HI_A-Bw6'nın ise azaldığı saptanmıştır. Rölatif risk çeşitli ülkelerde oldukça farklı bildirildiğinden, HLA BSl'in Behçet hastalığındaki tanısal değeri önemli olmakla beraber kısıtlıdır.
Behçet hastalığında tüm organ sistemlerindeki ortak histopatolojik lezyon, tıkayıcı vaskülittir. Hastalığın esas patolojik bulguları lenfomononükleer hücrelerin damar çevresine birikimi, endotel hücrelerinin şişmesi veya çoğalması sonucu küçük damarlarda kısmi tıkanıklık ve fibrinoid dejenerasyondur.
Fitizik olması nedeniyle enükle edilen Behçet hastalığı tartılı bir gözde yapılan hisfopafo/offk çalışmada, bazı damar duvarlarında fibrinoid nekroz, hemoraijk nekroz kümeleri ve monositik hücreler saptanmıştır(22). Koroidde de lenfositlerin hakim olduğu orta derecede hücresel infiltrasyon izlenmiştir. Retina ve uveadaki hücrelerin çoğunun T hücreleri olduğu, ancak yer yer B hücre kümelerinin de bulunduğu bildirilmiştir. CD4/CD8 oranı l .5/1.0 olarak saptanmıştır. Özellikle endotel hücrelerinde olmak üzere bol miktarda HLA-DR, HLA-DQ ve yapışma molekülleri (hücreler arası yapışma molekülü-1, E-selektin, damar hücresi yapışma molekülü, lenfosit işlev-bağımlı antijen la ve b) saptanmıştır. Charteris ve ark.(23) Behçet’li Gözde yaptıkları histopatolojik çalışmada, damar içi ve çevresinde CD4+ T lenfositlerini saptamış, ancak hiç CD8+ hücresi izlememişlerdir. Charteris ve ark.nın(24) yaptıkları bir başka çalışma da ise, koroidde çoğunlukla CD4+ lenfosit ve makrofajların bulunduğu, B- lenfositlerin ise nadir görüldüğü bildirilmiştir. Ayrıca kompleman ve immünglobulin birikimi de saptanmamıştır. Bununla birlikte, Multaney ve ark.(25), episkleral ve koroid ven damar duvarında IgG, IgA ve C3 kompleman saptamışlardır. Elde edilen histopatolojik ve klinik veriler(25), Behçet hastalığına immun kompleks vaskülitinin yol açtığı kanısını uyandırmışsa da, bugün için geçerli olan görüş T-hücre baskılayıcı sistem bozukluğunun ana rolü oynadığı ve ağır bir immünolojik bozukluk olduğudur(26-27).
Etyopatogenezi aydınlatmak için pek çok çalışma yapılmaktadır. Behçet hastalığındaki tromboza hiperhomosistineminin yol açabileceğini bildiren çalışmalar olduğu gibi(28,29), tromboz oluşumunda Faktör V Leiden mutaşyonunun rolü olduğunu ileri süren çalışmalar da vardır(30,31). Göz tutulumu olan Behçetli olgularda Faktör V Leiden, kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksek bulunmuş, en yüksek oran da retinada tıkayıcı hastalığı olanlarda izlenmiştir. Yeni bulunan bir nöroendokrin hormon olan leptinin, endotel işlevini düzenleyici etkisi nedeniyle Behçet hastalarında anlamlı oranda yüksek olduğu ve endotel tamirinde etkisi olabileceği belirtilmiştir(32).
Behçetli olgularda aköz humördeki nitrik oksid miktarı, kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur(33). Bununla birlikte, aktif evredeki Behçetli ve diğer üveitli olguların gözyaşındaki nitrit ve nitrat düzeyleri, kontrol grubuna göre anlamlı oranda düşük saptanmıştır(34).
Kim ve ark.(35), Behçetli olgularda hümör aközdeki çözünür Fas antijenini kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksek olduğunu ve antijen miktarının üveitin şiddetiyle bağlantılı olduğunu bildirmişlerdir.
Göz tutulumu olan Behçet hastalarında serum sialik asit düzeyleri ataklar sırasında ve arasında kontrol grubuna göre yüksek bulunmuştur(36-37). Ayrıca, Behçet hastalığının aktif döneminde, kandaki retina otoantijenine (S antijeni) cevaplı lenfositlerde artış saptanmıştır(38).
Hastalığın tanısı klinik olarak konur, özgül bir laboratuar testi yoktur. Tanı için majör kriterler oral aft, genital ülser, göz ve deri tutulumudur. Minör kriterler ise artrit, gastrointestinal lezyonlar, epididimit, damarsal lezyonlar ve merkezi sinir sistemi tutulumudur. Bu belirtilere göre hastalık komplet, inkomplet, şüpheli ve olası olmak üzere 4 grupta incelenebilir. Dört majör kriterin de olması halinde hastalık komplet Behçet hastalığı olarak tanımlanır. Üç majör kriter veya göz tutulumu ile birlikte bir majör kriter varsa inkomplet denir. Göz tutulumu hariç 2 majör belirti varsa şüpheli, 1 majör belirti varsa olası olarak adlandırılır(39). Bir başka tanılandırma ise Uluslararası Çalışma Grubu kriterleridir(40). Tekrarlayan oral aftla birlikte şu 4 bulgudan en az ikisinin olması gerekir: Tekrarlayan genital lezyonlar, göz tutulumu, deri tutulumu, paterji testi müsbetliği.
Göz tutulumu, genellikle oral ve genital afttan 3-4 yıl sonra başlar. Tezel'in çalıışmasında bu süre 5.7 yıl olarak bulunmuştur(10). Göz tutulumu çeşitli çalışmalarda %23-96 oranında bildirilmiştir(41,42). Arka segment tutulumu ise, Behçet'li olguların %50-93'ünde görülür(43-44). Göz tutulumu olguların %87-90.4’ünde iki taraflıdır(7-8).
Behçet hastalığının en sık karşılaşılan göz bulgusu iki taraflı, tekrarlayıcı, granülomatöz olmayan iridosiklittir (Resim 1). Hastalığın atak ve remisyonlarla seyrettiği kabul edilmekle birlikte, Tezel'in çalışmasında10 11 olgunun 5'inde sessiz seyreden ön üveit ataklarının periodik muayenelerde saptanması, Behçet'li Olgularda laser cell-flare meter ile yapılan çalışmalarda kan-aköz bariyerindeki hasarın uzun süre devam ettiğinin. Gösterilmesi(45) ve oftalmoskopik olarak fundus patolojisi saptanmayan olguların %6.3'ünde flöresein anjiografi ile kan-retina bariyerinin yıkıldığının gösterilmesi(44), tutulumun süreğen olabileceğini düşündürmektedir.


Resim 1:İridosiklit sekeli
"Hastalığın özgün tanımında da yer aldığı gibi iridosiklite hipopiyon eşlik edebilir. Benezra ve Cohen(46), Behçet'li olguların %44'ünde hipopiyon saptamışlar; bu olguların %24'ünde silier enjeksiyonun eşlik ettiği sıcak hipopiyon (Resim 2), %20'sinde ise silier enjeksiyonun olmadığı soğuk hipopiyon (Resim 3) olduğunu bildirmişlerdir. En sık ön üveit görülmekle birlikte, hastalığın karakteristik bulgusu tıkayıcı ve nekrotizan retina vaskülitidir (Resim 4). Hem arterleri, hem de venleri etkiler ve periflebit ve/veya -arteritis obliterans tablosu görülür. Vitreusda hücre, ven ve kopillerde genişleme (Resim 5), damarlarda kılıflanma, içi boşalmış ve incelmiş damarlar (Resim 6), retinada kanama eksuda, ödem, (Resim 7), ven tıkanıklığı, makula ödemi, makula deliği (Resim 8), koroidit, optik disk ödemi (Resim 9), papilödem (Resim 10), optik atrofi (Resim 11), retina ve/veya disk neovaskülarizasyonu (Resim 12) ve vitreus kanaması (Resim 13) gibi çeşitli arka segment bulguları görülebilir(44). 257 gözde arka segment bulgularını ve sıklığını araştıran çalışmada arka segment tutulumu %82.9 ve iki taraflı tutulum da %87 olarak bulunmuştur(8). Olguların %93'ünde vitritis, %23.7'sinde damarlarda kılıflanma, %17.9'unda optik atrofi, %11.3'ünde makula ödemi, %9'unda retina kanaması, %8.22'sinde makulada yıldız görünümü, %7.4'ünde optik diskte solukluk, %6.6'sında retina ödemi ve %5.8'inde de retina ven dal tıkanıklığı saptanmıştir. Flöresein anjiografide %38 olguda damarlardan boya sızıntısı, %14.8'inde optik diskte hiperflöresans ve %11.3 olguda da makulada hiperflöresans saptamışlardır(8).


Resim 2:Sıcak hipopiyon


Resim 3:Soğuk hipopiyon


Resim 4:Tıkayıcı retina vasküliti


Resim 5:Damarlarda genişleme ve kıvrım artışı


Resim 6:Damarlarda kılıflanma ve optik atrofi


Resim 7:Retinada kanama eksuda ve ödem


Resim 8:Makula deliği


Resim 9:Optik disk ödemi


Resim 10:Papilödemi


Resim 11:Optik atrofi ve içi boş damarlar


Resim 12:Disk neovakülarizasyonu


Resim 13:Disk neovakülarizasyonundan vitreus kanama

Behçet hastalığında, nadir de olsa koroid neovaskülarizasyonu ve diskiform skar gelişebilir(47).
Garcher ve ark(48)., iki taraflı ani görme kaybıyla gelen 61 yaşındaki hastada, makulada iskemi, çevre retinada vaskülit ve iskemi saptamışlar ve eşlik eden bulgularla Behçet hastalığı tanısı koymuşlardır. Sistemik sferoid başlanan hastada, görme keskinliğinde ve makula iskemisinde l haftada düzelme bildirilmiştir. Yılmaz ve ark. (49) da Behçet tanısı almış panüveitli 3 olguda makula iskemisi ve çevre retinada vaskülit saptamışlar, görme keskinliğinin ve makula iskemisinin tedavi sonucunda 2 gözde düzeldiğini, 1 gözde ise düzelmediğini bildirmişlerdir.
Behçet hastalığında santral retina arter tıkanıklığı ve retina yırtığı da bildirilmiştir(50-51).
Behçetli bir olguda tekrarlayıa papillit ve vitritis atakları sonucunda miyelinli retina sinir liflerinde demiyelinizasyon gelişen bir olgu bildirilmiş ve bu bulgunun merkezi sinir sisteminin tutulumunun habercisi olabileceği belirtilmiştir(52).
Göz tutulumunun erken teşhisinde ve hastalığın takibinde flöresein anjiografi önemli bir yer tutar. Görmenin etkilenmediği ve oftalmoskopla normal olarak değerlendirilen gözlerde FA'da etkilenmiş retina damarlarından sızıntı olabilir. Yapılan bir çalışmada bu oran %6.3 olarak bulunmuştur(44) (Resim 14 a-b). Vaskülitik retina damarlarından ve optik diskten sızıntının (Resim 15) yanı sıra boya göllenmesi, damar duvarında boyanma, kistoid makula ödemi (Resim 16), damar tıkanıklıkları, iskemik alanlar (Resim 17), telenjiektazi, disk (Resim 18) ve retina neovaskülarizasyonları saptanabilir.


Resim 14:a) Normal fundus görünümü.


Resim 14:b) FA’da diskte hiperflöresans


Resim 15:FA’da retina damarlarından flöresein sızıntısı


Resim 16:FA’da kistik makula ödemi.


Resim 17:FA’da iskemik olanlar ve anastomozlar.

Resim 18:FA’da disk neovaskülarizasyonu.

Behçet hastalığı esas olarak retinayı tutmakla birlikte, koroidi de etkileyebilir. İndosiyanin yeşili anjiografisi (İYA) ile yapılan çalışmalar Behçet hastalığında koroid tutulumunu desteklemektedir. 62 Behçet hastasının 112 gözüne uyguladığımız İYA'da, koroid dolum defektini (Resim 19) %3.6, düzensiz koroid dolumunu %4.5, koroid damarlarından sızıntıyı (Resim 20) %9.8 olguda saptadık. %76.8 olguda İYA'da saptanan hiper veya hipoflöresan nokta veya alanlar FA'da saptanamadı(53) (Resim 21 a-b). Matsuo ve ark.(54) ise, 63 Behçet'li göze İYA uyguladıkları çalışmalarında %25 olguda koroid damar duvarında boyanma, % 5 olguda koroid damarlarından sızıntı, %17 olguda da düzensiz koroid dolumu saptamışlardır. Ayrıca, İYA'da görülen hiperflöresan noktaların %66'sı, hipoflöresan plakların %35'i FA'da saptanmamıştır.


Resim 19: İTA’nın erken evresinde koroid dolum defekti.


Resim 20: İYA’nın erken evresinde koroid damarlarından sızıntı.


Resim 21: a) İYA’nın geç evresinde hiperflöresan noktalar.


Resim 21: b) FA’da bu noktalar görülmemekte.

Episklsrit (Resim 22), filamanter keratit, kornea ülseri, konjonktivit, subkonjonktival kanama ve göz dışı kaslarda felç de az görülen ancak eşlik edebilen bulgulardır. Konjonktiva ülseri de nadir görülmekle birlikte, Behçet hastalığı için özgül bir klinik bulgu olabileceği öne sürülmüştür(55). Matsuo ve ark.(54), 152 Behçetli olgunun 4'ünde (%2.6) konjonktiva ülseri saptamışlar ve ülserin, bulguların alevlendiği dönemde ortaya çıktığını belitmişlerdir.


Resim 22: Behçet hastalığında episklerit.
Arka sinesi, periferik ön sinesi, oklüzyo ve seklüzyo pupil ve bunlara bağlı ikincil glokom, katarakt (Resim 23), iris atrofisi, rubeosis iridis, neovasküler glokom, traksiyonel retina dekolmanı ve fitisis bullbi başlıca komplikasyonlardır.


Resim 23: Katarakt ve arka sineşi.
Ayırıcı tanıda, retina vaskülitine yol açan sistemik hastalıklardan lupus eritematozus, sarkoidoz, poliarteritis nodosa; enfeksiyöz ajanlardan sfilis, tüberküloz, sitomegalovirus; göz bulgularının ağırlıklı olduğu hastalıklardan Vogt-Koyanagi-Harada, Eales hastalığı (Resim 24) ve idiopatik pars planit gibi durumlar düşünülmelidir. Hastalığın seyri ve prognozu değişkendir. Ön üveitin daha baskın seyrettiği olgularda prognoz daha iyidir. Yapılan bir çalışmada, olguların % 74'ünde 6-10 yıl içinde yasal körlük geliştiği bildirilmiştir(46). Göz bulgularının başlamasıyla görme kaybı arasındaki sürenin ortalama 3.36 yıl olduğu bildirilmiştir(57). Hastalık, erkeklerde ve gençlerde daha ağır seyretmektedir(58). Demiroğlu ve Dündar59) ise, bulguların gençlerde daha sık ve ciddi olduğunu saptarken; cinsiyetin, hastalığın seyrinde etkili olmadığını bildirmişlerdir. Kural-Seyahi ve ark. (60) 20 yıllık takip sonuçlarını yayınladıkları çalışmalarında, mortalite ve morbidite oranlarının genç erkeklerde anlamlı derecede fazla olduğunu, ayrıca göz bulgularının başlamasının ve yarattığı hasarın en fazla hastalığın ilk birkaç yılı içinde olduğunu bildirmişlerdir. Göz tutulumunun geç ortaya çıktığı olgularda görme prognozunun daha iyi olduğunu bildirmişlerdir.


Resim 24: Eales hastalığı.
Tezel ve ark.(10) 29'u inkomplet, 19'u şüpheli, 9'u olası toplam 57 göz tutulumu olmayan Behçet hastasını 5 yıl prospektif olarak inceledikleri çalışmalarında, izlem boyunca erkek olguların %27.5'inde, kadın olguların ise %10.7'sinde göz tutulumu gelişmiş. Göz tutulumu klinik evrelere göre incelendiğinde, şüpheli ve olası Behçet gruplarında her iki cins arasında fark saptanmazken, inkomplet Behçet'li erkek olgularda kadınlara göre anlamlı olarak fazla bulunmuş. Bu oran 3. yıldan başlayarak giderek artmış. Göz tutulumu gelişen 1 l olgunun 8'inde (%72.7) paterji testi olumlu sonuç vermiştir. Göz tutulumu gelişenlerde paterji testinin pozitif olma olasılığı, göz tutulumu gelişmeyenlerden fazla bulunmuş. Ayrıca göz tutulumu gelişenlerde, gelişmeyenlere oranla HLA 85 doku tipinin ve ailesinde oküler Behçet öyküsünün daha sık olduğu saptanmış. Paterji ve HLA B5 birlikteliği, göz tutulumu olanlarda %63.6 iken, olmayanlarda %17.3 imiş. Minör bulgulardan en sık (%49) artritin geliştiği saptanmış, ikinci sıklıkta (%10) gastrointestinal ve solunum sistemi bulguları izlenmiş. Göz tutulumu olan olguların ana semptomları incelendiğinde, sırasıyla aft, genital ülser, cilt ve göz tutulumunun en sık görüldüğü saptanmış. Genital ülser tesbiti için anamnezin her zaman yeterli olmayabildiği, ayrıntılı bir jinekolojik muayene ile genital bulguların sanılandan daha fazla olduğunun ortaya çıkacağı bildirilmiştir. Beş yıllık izlem sonunda göz tutulumu gelişen 11 olgunun 3'ünde (%27) panüveit, 5'inde (%45) arka üveitve 3'ünde (%27) ön üveit geliştiği saptanmış. Panüveitlerin tamamı ve arka üveitlerin %80'i erkek olgularda saptanırken, ön üveitlerin %67'si kadın olgularda gelişmiş. 5 yıllık izlem sonunda 1 l olgunun 6'sında (%54.5) göz tutulumu iki taraflı olmuş. HLA B5 varlığı, aile öyküsü ve paterji testinin olumlu olmasının . göz tutulumu için risk faktörü olduğu saptanmıştır. Göz tutulumu olmayan olgularda, HLA BS'in, göz tutulumu gelişme riskini 9.3 kat artırdığı görülmüştür. Başka bir çalışmada ise, HLA B51 pozitifliği, görme keskinliği 0.1'in altında olan olguların %56.8'inde, 0.1 ve üzerinde olan olguların ise %20.6'sında saptanmıştır19), iki taraflı tutulumu olan olgularda (%62) HLA B51 pozitifliği, tek taraflı olgulara (%38) göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Ancak atak sıklığı ile HLA B51 arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Oysa Matsuki ve ark.61 sık atak geçiren Behçet olgularında HLA B51 sıklığının daha fazla olduğunu saptamışlardır. Bu nedenlerle, HLA B51 pozitifliği, kötü prognoz lehine olabilir.
Ankara Üniversitesi Behçet Merkezi'nden yapılan çalışmada oral aft bütün hastalarda izlenirken, erkeklerde genital ülser %85.6, eritema nodosum %45.5, papülopüstuler lezyonlar %59.5, tromboflebit %17.5, göz tutulumu %38.1, eklem tutulumu %11.3, damar tutulumu %11.7, nörolojik tutulum %3.3, gastrointestinal tutulum %1.4 ve pulmoner tutulum %1.8 oranında saptanmıştır. Bu oranlar kadınlarda sırasıyla %91, %49.8, %48.3, %3.5, %19.8, %11.8, %2.1, %1.3, %1.4 ve %0.03 oranında bulunmuş. Göz tutulumu erkeklerde daha sık izlenirken, kadın hastalarda prognozun daha iyi olduğu saptanmış(9).
Laghmari ve ark.(62), 13 çocukluk çağı Behçet olgusunu inceledikleri çalışmalarında, yaş ortalamasını 13.9 ve aile öyküsünü %30.7 olguda saptamışlardır. Oral aft tüm olgularda mevcutken, genital ülser %76 olguda varmış. Eklem tutulumu %30.7, nörolojik bulgular %46, damar tutulumu ise %38.4 oranında saptanmış. Göz tutulumu %76 olguda iki taraflı olup, sıklıkla makula ödemi ve retina vaskülitinin eşlik ettiği panüveit tablosu saptanmış.
Behçet hastalığı değişik ülkelerde değişik karakteristikler gösterebilmektedir. İngiltere ve ABD'de Behçet olgularında paterji testinin tanısal bir önemi olmadığı bildirilirken(43), Türk olgularda paterji pozitifliği %58 gibi yüksek oranda olabilmektedir(63). Paterji pozitifliğinin göz tutulumu için 7.5 kat risk içerdiği belirlenmiştir10.
İngiltere ve Japon'yadaki Behçetli olguların karşılaştırıldığı bir çalışmada, Japon hastaların ortalama yaşının daha fazla olduğu bildirilirken, iki grupta da hastalık erkeklerde daha sık izlenmiştir(64). Gruplar arasında sistemik hastalık tutulumu ve süresi açısından fark saptanmamış. Bununla birlikte, göz tutulumunun süresi açısından fark saptanmazken, Japonya'daki olgularda ön ve arka üveit sıklığında İngiltere'deki olgulara oranla belirgin olarak fazla bulunmuş. Optik disk ödemi, atrofisi ve görme keskinliği iki grupta da benzer bulunmuş.
Behçet hastalığında orbitadaki hemodinamik değişiklikleri inceleyen çeşitli çalışmalar vardır. Özdemir ve ark.(65), göz tutulumu olan Behçet hastalarının santral retina ve kısa arka silier arterlerinin maksimum sistolik ve minimum diastolik akım hızlarının, göz tutulumu olmayan Behçet hastaları ve kontrol grubuna göre anlamlı olarak düşük olduğunu tespit etmişlerdir. Soylu ve ark.(66) ise, aktif ve inaktif tutulumu olan gözler arasında akım hız ve indeksleri açısından anlamlı bir fark tespit etmemelerine karşın, aktif ve inaktif Behçet olgularının kısa arka silier arter akım hızlarının kontrol grubuna göre anlamlı derecede düşük bulmuşlar ve Behçet hastalığında atak olsun veya olmasın, orbitada hemodinamik değişikliklerin olduğu sonucuna varmışlardır. Erdem ve ark.(67) da, göz tutulumu olan Behçet hastalarında santral retina ve arka silier arterlerdeki maksimum sistolik ve diastolik akımları, göz tutulumu olmayan ve normal olgulara göre daha düşük bulmuşlardır. Ayrıca aktif enflamasyonda oküler kan akımının artığını da saptamışlardır. Duranoğlu ve ark.(68) ise, göz tutulumu olmayan Behçetli olgularda ve kontrol grubunda tüm arterlerde diastol sonu kan akım hızını göz tutulumu olan Behçetli olgulara göre anlamlı olarak yüksek bulurken, direnç ve pulsatil indeksleri göz tutulumlu Behçet olgularında daha yüksek saptamışlardır. Gruplar arasında santral retina ven akım hızları açısından fark saptanmamıştır. Çelebi ve ark., kısa silier arter ve santral retina arterlerindeki ortalama tepe sistolik ve diastol sonu akım hızlarını Behçetli olgularda kontrol grubuna gör anlamlı derecede düşük bulmuşlardır. Oftalmik arterdeki tepe sistolik akım hızı da Behçetli olgularda düşük bulunmuştur.
KAYNAKLAR
1. Behçet H: Uber rezideivierende, aphthose durch ein virüs verursachte Geschwure am Mund, am Auge und an den Genitalien. Dermatol Wochenschr 1937;46:414-419.
2. Shimizu T, Ehrlich GE, Inaba G, et al: Behçet disease. Semin Arthritis Rheum 1979;8:223-260.
3. Lehner T, Batchelor JR, Challacombe SJ, et al: An immunogenetic basis for the tissue involvement in Behçet's syndrome. Immunology 1 979;37:895-900.
4. Demirhindi O, Yazıcı H, Binyıldız R et al: Silivri Fener köyü ve yöresinde Behçet hastalığı sıklığı ve bu hastalığın toplum içinde taranmasında kullanılabilecek bir yöntem. Cerrahpaşa Tıp Fak Derg 1981;:12:509-514.
5. Yurdakul S, Günaydın İ, Tuzun Y, et al: The prevalence of Behçet's syndrome in a rural area in Northern Turkey. J Rheumatol 1988; 15:820-822.
6. Ohno S: Behçet's disease in the world. In Lehner T, Barnes CG: Recent advances in Behçet's disease, Royal Society of Medicine Services, London 1986,181-186.
7. Atmaca LS, İdil A, Batıoğlu F: A descriptive study on Behçet's disease. Acta Ophthalmol Scand 1996;74:403- 406.
8. Özdal PC, Ortaç S, Taşkıntuna İ, ve ark.: Posterior segment involvement in ocular Behçet's disease. Eur J Ophthalmol 2002;!2:424-431.
9. Tursen U, Gürler A, Boyvat A: Evaluation of clinical findings according to sex in 2313 Turkish patients with Behcet's disease. Int J Dermatol 2003;42:346-351.
10. Tezel TH, Tezel G: Behçet hastalığında oküler tutulum: Sıklık ve risk faktörleri. Oftalmoloji l 993;2:242-249.
11. Ohno S, Asanuma T, Suguiru S, et al: HLA-Bw51 and Behcet's disease. J Am Med Assoc 1978;240:529.
12. Nishiura K, Kotake S, Ichiishi A, et al: Familial occurrence of Behcet's disease. Jpn J Ophthalmol l 996;40:255-259.
13. Nishiyama M, Nakae K, Hashimoto T, et al: Recent epidemiological features of familial Behcet's disease in Japan. Asian Medical Journal l 996;39:495-501.
14. Shahram F, Chams C, Davatchi F, et al: Familial study in Behcet's disease, analysis of 1242 patients. 8th International Congress on Behcet's disease. October 7-9, 1998, Reggio Emilia, Italy, 1998:19,103.
15. Akpolat T, Koç Y, Yeniay l, et al: Familial Behcet's disease. EurJMed 1992;1 :391-395.
16. Gül A, inanç M, Öcal L, et al: Familial aggregation of Behcet's disease in Turkey. Ann Rheum Dis 2000;59:622- 625.
17. Onal S, Tugal-Tutkun l, Urgancıoğlu M, et al: Clinical course of ocular Behcet's disease in siblings. Ocul Immunol Inflamm 2001;9:111-124.
18. Kone-Paut I, Geisler I, Wechsler B, et al: Familial aggregation in Behcet's disease: high frequency in siblings and parents of pediatric probands. J Pediatr 1999;135:89-93.
19. Ortaç S, Çakar P, Ünal M, ve ark.: Oküler tutulumlu Behçet hastalığında HLA B51. Ret-vit l 999,7:135-138.
20. Nishiyama M, Nakae K, Umehara T: A study of familial occurrence of Behcet's disease with and without ocular lesions. Jpn J Ophthalmol 2001;45:313-316.
21. Kaya Tl, Dur H, Tursen U, et al: Association of class l HLA antigens with the clinical manifestations of Turkish patients with Behcet's disease. Clin Exp Dermatol 2002;27:498-501.
22. George RK, Chan C, Whitcup S, et al: Ocular immunopathology of Behcet's disease. Surv Ophthalmol 1997;42:157-162.
23. Charteris DG, Champ C, Rosenthal AR, et a I: Behcet's disease: Activated T-lymphocytes in retinal perivasculitis. Br J Ophthalmol 1992,76:499-501.
24. Charteris DG, Barton K, McCartney ACE, et al: CD4 + lymphocyte involvement in ocular Behcet's disease. Autoimmunity 1992;! 2:201-206.
25. Mullaney J, Çöllüm LMT: Ocular vasculitis in Behcet's disease. Int Ophthalmol 1985,7:183-191.
26. Nussenblatt RB, Palestine AG: Behcet's disease and other retinal vasculitides. In: Uveitis. Fundamentals and clinical practice. Year Book Medical publishers, Chicago, 1989;12:212-247.
27. Itoh R, Takenaka T, Okitsu-Negishi S. et al: lnterleukin-8 in Behcet's disease. J Dermatol 1994;21:397-404.
28. Okka M, Öztürk M, Koçkar MC, et al: Plasma homocysteine level and uveitis in Behcet's disease. Isr Med Assoc J2002;ll suppl:931-934.
29. Er H, Evereklioğlu C, Cumurcu T, et al: Serum homocysteine level is increased and correlated with endothelin-1 and nitric oxide in Behcet's disease. Br J Ophthalmol 2002;86:653-657.
30. Verity DH, Vaughan RW, Madanat W, et al: Factor 5 Leiden mutation is associated with ocular involvement in Behcet's disease. Am J Ophthalmol 1999;1 28:352-356.
31. Batıoğlu F, Atmaca LS, Karabulut HG, et al: Factor V Leiden and prothrombin gene G20210A mutations in ocular Behcet's disease. Acta Ophthalmol Scand 2003;81:283-285.
32. Evereklioğlu C, Inalöz HS, Kırtak N, et al: Serum leptin concentration is increased in patients with Behcet's syndrome and is correlated with disease activity. Br J Dermatol 2002;147:331-336.
33. Yılmaz G, Sızmaz S, Yılmaz ED, et al: Aqueous humor nitric oxide leves in patients with Behcet's disease. Retina 2002;22:330-335.
34. Mirza GE, Karaküçük S, Er M, et al: Tear nitrite and nitrate levels as nitric oxide end products in patients with Behcet's disease and non-Behçet's uveitis. Ophthalmic Res 2001;33:48-51.
35. Kirn WU, Chung SM, Han TW, et al: Elevated soluble Fas in aqueous humor of patients with Behcet's uveitis: correlation with uveitis severity. Jpn J Ophthalmol 2002;46:18-23.
36. Yağcı A, Karcıoğlu ZA, Akkın C et al: Serum and aqueous humor sialic acid levels in Behcet's disease. Ophthalmology 1990;97:1153-1155.
37. Doğan H, Paşaoğlu H, Ekinciler ÖF, et al: A comparativestudy of total protein and lipid associated serum sialic acid levels in patients with Behcet's disease and control grups. Acta Ophthalmol 1992,70790-794.
38. De Smet MD, Dayan M: Prospective determination of T- cell responses to S-antigen in Behcet's disease patients and controls. Invest Ophthalmol Vis Sci 2000;41:3480- 3484.
39. Behcet's disease Research Committee of Japan: Behcet's guide to diagnosis of Behcet's Jpn J Ophthalmol 1974;! 8:291-294.
40. International Study Group for Behcet's Disease: Criteria for diagnosis of Behcet's syndrome. Lancet 1990;335:1078-1080.
41. Haim S, Barzilai D, Hazani E: Involvement of veins in ' Behcet's syndrome. Br J Dermatol 1 971 ;54:238-241.
42. Mamo JG, Baghdassarian A: Behcet's disease: a report of 28 cases. Arch Ophthalmol 1964;41:4-14.
43. Michelson JB, Friedlaender MH: Behcet's disease. Int Ophthalmol Clin 1990;30:271-278.
44. Atmaca LS: Fundus changes associated with Behcet's syndrome. Graefes' Arch Clin Exp Ophthalmol 1989;227:340-344.
45. Oshika T, Nishi M, Mochizuki M, et al: Quantitative assesment of aqueous flare and cells in uveitis. Jpn J Ophthalmol 1989;33:279-287.
46. BenEzra D, Cohen E: Treatment and visual prognosis in •Behcet's disease. Br J Ophthalmol 1986,70-589-592.
47. Michelson JB, Michelson PE, Chisari FV: Subretinal neovascular membrane and disciform scar in Behcet's disease. Am J Ophthalmol 1980;90:182-185.
48. Garcher C, Bielefeld P, Desvaux C, et al: Bilateral loss of vision and macular ischemia related to Behçet disease. Am J Ophthalmol 1997;124:116-11 7.
49. Yılmaz G, Akova Y, Aydın P: Macular ischaemia in Behcet's disease. Eye 2000;571 7-720.
50. Özdal PC, Ortaç S, Taştıntuna i, et al: Central retinal artery occlusion associated with ocular Behçet's disease. Eur J Ophthalmol 2002;! 2:328-330.
51. Akova YA, Yılmaz G, Aydın P: Retinal tears associated with panuveitis and Behçet's disease. Ophthalmic Surg Lasers 1 999;30:762-765.
52. Chavis PS, Tabbara KF: Demyelination of retinal myelinated nerve fibers in Behçet's disease. Doc Ophthalmoll998;95:157-164.
53. Atmaca LS, Sönmez PA: Fluorescein and indocyanine green angiography findings in Behçet's disease. Br J Ophthalmol 2003;87:1466-1468.
54. Matsuo T, Şato Y, Shiraga F, et al: Choroidal abnormalities in Behçet's Disease observed by simultaneous indocyanine green and fluorescein angiography with scanning laser ophthalmoscopy. Ophthalmology 1999;1 06:295-300.
55. Zamir E, Bodaghi B, Tugal-Tutkun l et al: Conjunctival ulcers in Behçet's disease. Ophthalmology 2003;! 10:1137-1141.
56. Matsuo T, Itami M, Nakagawa H, et al: The incidence and pathology of conjunctival ulceration in Behçet's syndrome. Br J Ophthalmol 2002;86:140-143.
57. Mamo JG: The rate of visual loss in Behçet's disease. Arch Ophthalmol 1 970;84:451-452.
58. Yazıcı H, Başaran G, Hamuryudan V, et al: The ten year mortality in Behçet's syndrome. Br J Rheum l 996;35: l 39- 141.
59. Demiroğlu H, Dündar S: Effects of age, sex, and initial presentation on the clinical course of Behçet's syndrome. South Med J 1997;90:567.
60. Kural-Seyahi E, Fresko l, Seyahi N, et al: The long-term mortality and morbidity of Behçet syndrome: a 2 decade outcome survey of 387 patients followed at a dedicated center. Medicine (Baltimore) 2003;82:60-76.
61. Matsuki K, Juji T, Tokunaga K, et al: HLA antigens in Behçet's disease with refractory ocular attacks. Tissue Antigens 1 987;29-208-21 3.
62. Laghmari M, Karim A, Allali F, et al: Childhood Behçet's disease: clinical and evolutive aspects. About 13 cases. J Fr Ophtalmol 2002;25:904-908.
63. Yazıcı H, Chamberlain MA, Tuzun Y, et al: A comperative study of the pathergy reaction among Turkish and British patients. Ann Rheum 1 984;43:74-75.
64. Muhaya M, Lightman S, Ikedaa E, et al: Behçet's disease in Japan and Great Britain: a comparative study. Ocul Immunol Inflamm 2000;8:141-148.
65. Ozdemir H, Atilla H, Atilla S, et al: Diagnosis of ocular involvement in Behçet's disease: Value of spectral and color doppler sonography. Am J Roentgenol 1995;164:1223-1227.
66. Soylu M, Işigüzel l, Demircan N, ve ark.: Behçet hastalığının oküler tutulumunda görülen hemodinamik değişiklikler. TOD XXX. Ulusal Kongre Kitabı, ed. Gülcan Kural, Sunay Duman cilt 3 s. 130-133.
67. Erdem Ü, Sağlam M, Sobacı G, ve ark.: Renkli doppler görüntüleme ile Behçet hastalığında hemodinamik değişikliklerin incelenmesi. Ret-vit l 998;6:133-1 39.
68. Duranoğlu Y, Apaydın C, Karaali K, ve ark.: Color doppler imaging of the orbital vessels in Behçet's disease. Ophthalmologica 2001,-215:8-15.
69. Çelebi S, Akfırat M, Çelebi H, et al. Color doppler ultrasonography in ocular Behçet's disease. Açta Ophthalmol Scand 2000,78:30-33.
Keywords :
PureSee Kesintisiz Yüksek Kalitede Görüş
Home
About The Journal
Editorial Board
Instructions for Authors
Contact